14 Mart 2014 Cuma
Kesilmiş Ot Kokusu Eşliğinde Bir Mart Ortası Detayı / Damıtma ve Damıtılmaya Dair
Oğlumun kendi kendine yataktan inmeyi öğrendiği günlerde, karşı binadaki kadının çamaşır iplerine güvercin konmasın diye market poşeti bağladığını keşfettim.
Ucuz sigara dumanlarını içime çekip demli çaylar tüketmekteyim. Bazen hiçbirşey istemiyor canım ve bazen de istemediğim herşeyi çok özlüyorum. İstediklerimi de... Çok istediklerimi de...Sıradan "homo sapiens" ikilemleri belki de. Neyse...
Yazabilmek için damıtmak gerekiyor. Çok şey birikiyor aslında, damıtılmayı bekleyen çok şey. Kaynayan patates ve portakal kabuğunun buharının bakır imbikten damlaması gibi.
Biriken herşey damıtılmayı bekliyor. Damıtılan bu "herşey" benim küçük ve sıradan içsel gezegenimde mikron büyüklüğünde kasırgalara da neden olabilir. Bu mikron büyüklüğündeki kasırgaların heyecanı belki de bu "damıtılma" halini sabırla bekleyiş.
Ayakları yere basan sözcükler için damıtmak gerekir. Damıtmanın da bir ön hazırlığı olabilir pekala.
Kesilmiş otların taze kokusu, yanmış ve kurumuş tütün kokusuyla burnuma dolarken tüm detayların damıtılması için harekete geçti zihnim. Ya da ben öyle sandım.
Gökyüzü hala ıslak. Bahar hala uzak.
Beyaz market poşetleri uçuşuyor görüş alanımda.
Oğlum hin bir gülümsemeyle yüksek yataktan aşağıya usulca süzülüyor.
Mart ortasında zihnim, damıtılan sözcüklerin cümleleşmesi için hazırlık yapıyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)